Yalın Alpay
Yalın Alpay
  • ANASAYFA
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
    • YAPI(T)SÖKÜM
    • DEVRİM ERBİL'DE ÖZ'ÜN RİTMİ: T/ÖZ
    • YALANIN SİYASETİ
    • THE ART OF FIKRET MUALLA
    • GENÇ MUSTAFA KEMAL
    • OLAYLARLA TÜRKİYE EKONOMİSİ
    • MOUALLA'NIN SANATI
    • PAYLAŞMASAK OLMAZDI
    • HER ŞEY EKONOMİ DEĞİL
    • TÜRKİYE'NİN ZENGİNLEŞME PROJESİ: AFRİKA
    • TÜRKİYE EKONOMİ TARİHİ
  • ÖDÜLLER
    • NECİP HABLEMİTOĞLU TOPLUMSAL DUYARLILIK ÖDÜLÜ
    • PLATİN DERGİSİ YILIN EN İYİ İŞ KİTABI ÖDÜLÜ
    • ÇİZGİ ROMAN OKURLARI ÖDÜLLERİ EN İYİ TÜRK YAZAR ÖDÜLÜ
  • TV PROGRAMLARI
    • SANATÇI
    • PARANTEZ
    • HER ŞEYİN SEBEBİ
    • DÜNYA HALLERİ
    • FLAPS CLUB
    • BOŞ MODERN SOHBETLER
    • YANLIŞ OKUMALAR
    • SAFSATA SAVAR
    • VOTEONE KONUŞMALARI
    • BITCOIN VE SANAT
    • YALIN ALPAY'LA NET SİYASET
    • YÜZ YÜZE
    • KONUK OLDUKLARIM
  • MAKALELER
  • BLOG
  • İLETİŞİM
  • ANASAYFA
  • HAKKINDA
  • KİTAPLAR
    • YAPI(T)SÖKÜM
    • DEVRİM ERBİL'DE ÖZ'ÜN RİTMİ: T/ÖZ
    • YALANIN SİYASETİ
    • THE ART OF FIKRET MUALLA
    • GENÇ MUSTAFA KEMAL
    • OLAYLARLA TÜRKİYE EKONOMİSİ
    • MOUALLA'NIN SANATI
    • PAYLAŞMASAK OLMAZDI
    • HER ŞEY EKONOMİ DEĞİL
    • TÜRKİYE'NİN ZENGİNLEŞME PROJESİ: AFRİKA
    • TÜRKİYE EKONOMİ TARİHİ
  • ÖDÜLLER
    • NECİP HABLEMİTOĞLU TOPLUMSAL DUYARLILIK ÖDÜLÜ
    • PLATİN DERGİSİ YILIN EN İYİ İŞ KİTABI ÖDÜLÜ
    • ÇİZGİ ROMAN OKURLARI ÖDÜLLERİ EN İYİ TÜRK YAZAR ÖDÜLÜ
  • TV PROGRAMLARI
    • SANATÇI
    • PARANTEZ
    • HER ŞEYİN SEBEBİ
    • DÜNYA HALLERİ
    • FLAPS CLUB
    • BOŞ MODERN SOHBETLER
    • YANLIŞ OKUMALAR
    • SAFSATA SAVAR
    • VOTEONE KONUŞMALARI
    • BITCOIN VE SANAT
    • YALIN ALPAY'LA NET SİYASET
    • YÜZ YÜZE
    • KONUK OLDUKLARIM
  • MAKALELER
  • BLOG
  • İLETİŞİM

MİŞİMA

7/12/2013

0 Yorumlar

 
Resim
Mişima’da, kişinin bastırdığı her türlü olumsuz özellik sonuna değin dışarı salınmıştır. Yıkıcılık, öz-yıkıcılık, baba nefreti, sapkın cinsel güdüler, öldürme arzusu bunların ilk akla gelenleridir. Kahramanlarının kafalarındaki her türlü varsayım, toplumsal kabullerin tam aksidir, kökten reddidir. Nihilist öğeler ise, bir öndere itaat etmekle bezenmiştir.

Mişima büyük bir titizlikle planlamış olduğu yaşamının son gününe, son romanını yayıncısına verilmek üzere zarfa koyarak başladı. Günler öncesinden seçtiği giysilerini ve iç çamaşırlarını giydi, ünlü bir usta tarafından 17. yüzyılda yapılmış olan kılıcını kınına soktu, çalışma masasının en görünür yerine “İnsan yaşamı kısa, fakat ben hep yaşayacağım” notunu bıraktı. Kurduğu yüz kişilik bir ordu olan Kalkan Derneği’nden dört adamı tarafından, bir otomobille evinden alındı.

Japonya Milli Savunma Bakanlığı’nda bir General’e, 17. yüzyılda yapılmış kılıcı hediye etmek için ziyarette bulunan bu beş aşırı sağcı, görüşme başladıktan kısa süre sonra General’i bağladılar ve engel olmak isteyen yedi askeri kılıçtan geçirdiler. Generali rehin alan Mişima, tüm basını ve Bakanlık’taki 800 kişiyi yapacağı balkon konuşması için meydana topladı. Japonya’nın temel değerlerinin tehdit altında olduğunu ve İmparator’un yeniden kendi değerini bulmasını temel alan konuşması küfürler ve yuhlamalarla karşılandı.

Balkondan General ile arkadaşlarının yanına geçen Mişima, yere oturdu ve tüm basın ve izleyicilerin gözü önünde kılıcını karnına soktu. Can çekişmesine karşın bir türlü ölmüyordu. Yanındaki bir arkadaşı onun kafasını uçurmak için birkaç girişimde bulundu fakat Mişima’nın kafasını uçurmak yerine onun ensesinde ve omzunda korkunç üç yarık açarak Japon yazarın acısını arttırdı. Mişima’nın bu sırada ağzından son sözleri döküldü: “İmparator Çok Yaşa!”. Bir üçüncü kişi tek vuruşta Mişima’nın başını bedeninden ayırdı. Bu da Mişima’nın son performansı oldu. Ardında 40 roman, 20 öykü, 20 deneme, 18 oyun, 1 libretto ve 1 de film ile 3 Nobel adaylığı bıraktı.

DOĞU VE BATI
Batılı olmayan romancıların en önemli yazın temaları genellikle Doğu-Batı ikilemi olmuştur. Dostoyevski, Turgenyev, Salman Rüşdi, Orhan Pamuk, Peyami Safa, Tanpınar gibi yazarlar bu konuya yoğunlaşmışlar ve kültürler arası sıkışmayı yaşamışlardır. Batılı yöntemleri kullanarak Doğu’yu dile getirmek ortak yönleridir. Diğer ortak özellikleri ise yapıtlarında intihara önemli bir yer ayırmalarıdır. Bunun arka planında Doğu’nun Batılılaşırken, bir yandan da kendi kültürel değerlerini “intihar”a sürüklediğine ilişkin bir gönderme vardır.

Mişima’da da intihar ve Doğu-Batı meselesi temeldir fakat intiharı yazın alanından gerçekliğe taşımasıyla yukarıdaki yazarlardan ayrılır. Eşcinsellik ile heteroseksüellik, Japonya ile Batı, ölüm ile yaşam gibi varoluşuna dair en temel kavramlarda sert çelişkiler yaşamıştır. Kendisini hep bir yabancı ve öteki olarak algılamıştır ve bu durumu aşabilmek için herhangi bir sonuç alamadığı uzun meditasyonlara başvurmuştur. Taşıdığı çelişkilerle, inançlarını ve aldığı kararları hiçbir engel tanımadan sonuna değin götürebilmesiyle, nefret ettiği olgulara aynı zamanda aşk derecesinde sevgi besleyebilmesiyle, savunmadığı düşünceler ile tatmadığı duyguları anlayabilme kapasitesiyle ve bitip tükenmek bilmeyen intihar açlığıyla Mişima tipik bir Dostoyevski karakteridir. 

İNTİHARIN DEĞİŞEN ANLAMI
Yaşamı boyunca Dostoyevski’nin Budala romanındaki İppolit’in temsil ettiği bir kişi iken, yaşamının sonunda Dostoyevski’nin Cinler’deki unutulmaz Kirillov karakterine dönüşmüştür. İppolit, Mişima gibi akciğerlerinde sürekli ölümcül sorunlar yaşayan bir nihilisttir ve intihar etmek istese de aslında var gücüyle yaşamayı arzulamaktadır. İppolit’in intiharı istemesindeki temel neden bu dünyada kalmak istemesine karşın dünyayla uyum sağlayamamasıdır. Budala’da büyük bir kalabalık önünde giriştiği intihar denemesinde, tabancaya kurşunları koymayı unuttuğu için intiharını gerçekleştiremez ve kendisini daha da küçük düşmüş hisseder. Daha da küçülmek pahasına yaşamayı seçmiştir İppolit çünkü ölesiye yaşamak istemektedir. Oysa Cinler’deki Kirillov ise duygusal bir hezeyanla ya da yeryüzünde başarısız olduğu gerekçesiyle değil, tamamen felsefi bir şekilde gerçekleştirdiği çıkarımlar sonucu, Nietzsche’nin ilan ettiği Tanrı’nın ölümünün ardından, bizzat Tanrı’nın kendisi olmak için intihar etmektedir. Kirillov’a göre, iradesini sonsuza götüren şey Tanrı’dır. Bir kişinin Tanrı olabilmek için iradesini sonsuza götürmesi ise, en istemeyeceği şeyi bile istemekle gerçekleşebilir. O halde insanın en çok kaçındığı şey olan ölümü bilinçli olarak isteyen bir kişi, intihar ettiğinde Tanrı’ya dönüşmektedir.

Mişima 45 yıllık ömrü boyunca pek çok farklı intihar içeren yapıtlar vermiş, yayınladığı bir fotoğraf albümünde kendi ölümünün çok farklı - boğulurken, kamyon tarafından ezilirken, harakiri yaparken - biçimlerine yer vermiştir. Ancak daha sonra otobiyografik romanı Bir Maskenin İtirafları’nda yazacağı üzere, aslında “tek bir defa bile gerçekten ölmek istememişti”. Bu yıllar onun İppolit yıllarıdır. İntiharı ilgi çekmek için kullanmakta fakat karşı gelinemez bir şekilde yaşamayı istemektedir. Son döneminde ise tıpkı Kirillov gibi intiharı başka türlü algılamaya başlamış, artık başarılı olduğu, tanındığı, Nobel’e defalarca aday gösterildiği bir dünyada intiharı bir kaçış yolu olarak değil, Tanrı’lığa giden bir yol olarak kavramıştır. Bu nedenle intihar sabahında çalışma masasının üzerine bıraktığı “İnsan yaşamı kısa, fakat ben hep yaşayacağım” notu anlamlıdır. 

AYKIRILIKLARIN BİLEŞKESİ
Mişima’da, kişinin bastırdığı her türlü olumsuz özellik sonuna değin dışarı salınmıştır. Yıkıcılık, öz-yıkıcılık, baba nefreti, sapkın cinsel güdüler, öldürme arzusu bunların ilk akla gelenleridir. Kahramanlarının kafalarındaki her türlü varsayım, toplumsal kabullerin tam aksidir, kökten reddidir. Nihilist öğeler ise, bir öndere itaat etmekle bezenmiştir. Bu yüzden Mişima’yı faşist olmakla yaftalayan pek çok yorumcu da bulunmaktadır. Oysa yazar, sanki içten içe şöyle der: “Yaşamla uyuşamıyorsan, ya yaşayanları ya da kendini öldür.”

Yalın Alpay (2013) "Yaşama Uyamıyorsan ya Yaşayanları ya Kendini Öldür", Akşam Kitap, Sayı:30, s.20


0 Yorumlar

    YALIN ALPAY

    Click here to edit.

    Archives

    Temmuz 2013
    Haziran 2013
    Mayıs 2013
    Mart 2013
    Şubat 2013
    Ocak 2013
    Aralık 2012
    Kasım 2012

    Categories

    Tümü
    Atatürk
    Bach
    Biyografi
    Cinler
    Çizgi Roman
    Çoklu Anlatı
    Descartres
    Dostoyevski
    Genç Mustafa
    Gogol
    İntihar
    Kafka
    Krillov
    Mişima
    Mozart
    Nabokov
    Nazar
    Postmodernizm
    Puşkin
    Reha Çamuroğlu
    Rus Edebiyatı
    Saçma
    Sartre
    Stefan Zweig
    Tanrı
    Tolstoy
    Turgenyev
    Varlık Ve Hiçlik
    Yalın Alpay

Powered by Create your own unique website with customizable templates.